Dr.İsmail Sağlam
Tebliğ ettiği ve bütün insanlığa sunduğu mesajı ile hayatın her alanına ışık tutan Hz. Peygamber, hiç şüphesiz eğitim-öğretimle ilgili olarak da, birçok söz ve uygulamanın sahibidir. "Ben öğretmen olarak gönderildim." 1 sözüyle, yaptığı işin bizatihi eğitim-öğretim olduğunu vurgulayan Hz. Peygamber; ailede, camide ve diğer alanlardaki uygulamalarıyla da eğitim-öğretim faaliyetinin bizzat içinde olduğunu her zaman göstermiştir.
Hz. Peygamber, bir yandan İslam dininin herkese ve her kitleye ulaşması için uğraşırken, öte yandan kendisine inanan insanların ve onların çocuklarının eğitim-öğretimiyle de meşgul olmuştur. Çocukların eğitim-öğretimiyle ilgili hem kendisi bazı uygulamalar gerçekleştirmiş, hem de bu konuda bazı talimatlar vermiştir.
Hz. Peygamber'in çocuklarla olan ilişkilerine baktığımızda; onlara karşı büyük bir sevgi ve hoşgörü içerisinde olduğunu, onlara değer verdiğini, selamlaşıp hal hatır sorduğunu, arzu ve isteklerini dikkate aldığını, aralarında adaleti gözettiğini, onlarla şakalaştığını görmekteyiz. Dikkat edilirse bu hususlar çocuklarla iletişim açısından son derece önemli konulardır.
Hz. Peygamber'in çocuk eğitiminde hangi hususları öne çıkardığını düşündüğümüzde sırasıyla şunlardan bahsedebiliriz:
•İman esaslarının öğretimi
•İbadet eğitim-öğretimi
•Kur'ân-ı Kerim öğretimi
•Temel alışkanlıkları kazandırma
•Temel gelişimlerini dikkate alma
--------------------------------------------------------------------------------
İman Esaslarının Öğretimi
İman dinî manada; Allah'ın varlığına, birliğine, bütün isim ve sıfatlarına, Hz. Muhammed (sav)'in O'nun kulu ve elçisi olduğuna, Hz. Peygamber vasıtasıyla Allah'tan geldiği kesin olarak bildirilen bütün haberlere tereddütsüz inanıp, bunların hak ve doğru olduğunu içtenlikle kabul etmektir.
Çocuklara iman esaslarının öğretimiyle tarifte sözü edilen meselelerin öğretilmesi ve bu doğrultu da yetiştirilmeleri kastedilmektedir. Bu açıdan çocukların Allah'ı kendi seviyelerinde gereği gibi tanımaları ve diğer iman esaslarını bilip kabullenmeleri, yine bu çerçevede Allah-kainat-insan arasındaki ilişkiyi, basitten karmaşığa doğru kavrayabilecek entelektüel birikimi elde edebilmeleri, iman esaslarının öğretimi içerisinde değerlendirilebilir.
İşte bu anlayışla Hz. Peygamber'in çocuklarla olan ilişkilerine baktığımızda, her fırsatta onların tazecik kalplerine İslam inancını yerleştirmek için uğraştığını, hatta ilk konuşmaya başlayan çocuklara dahi imanla ilgili kelimeleri ve cümleleri tekrarlattığını söyleyebiliriz. Bu kelime ve cümlelerden bazıları şunlardır:
"Hamd O Allah'a olsun ki, O ne bir çocuk edinmiştir, ne de mülkünde bir ortağa sahiptir." "Allah'tan başka ilah yoktur." "Allah'a inandım tağutu reddettim." 2
Hz. Peygamber'in, çocuklara iman esaslarını öğretmeye çalıştığı yukarıdaki ifadelerden anlaşılmaktadır. Ayrıca Hz. Peygamber, yeri ve zamanı geldikçe küçük çocukları da iman etmeye çağırmıştır. Nitekim henüz ergenlik yaşına gelmemiş İbn Seyyad'a "Benim Allah'ın elçisi olduğuma şehadet eder misin?" diyerek, bu çocuğu iman edip Müslüman olmaya çağırdığını, yine kendisine hizmet eden Yahudi bir çocuk hastalanınca, onu ziyarete gittiğini ve bu esnada onu İslam'a davet ettiğini, çocuğun da babasından izin alarak Müslüman olduğunu rivayetlerden öğreniyoruz.
İbadet Eğitim-Öğretimi
İbadetlerin neler olduğunu ve nasıl yapıldığını öğrenmek, ibadetin bilgi boyutunu, öğrenilen bu ibadetleri içtenlikle yerine getirmek ise davranış boyutunu oluşturmaktadır. Hz. Peygamber ibadetle ilgili bilgileri öğretmenin yanında, hem kendisi ibadetlerini yerine getirerek çevresine örnek olmuş, hem de etrafındaki insanların ibadetleri yerine getirmelerini önemsemiştir.
İşte bu bağlamda Hz. Peygamber'in, çocukların ibadet eğitimi ve öğretiminde de aynı hassasiyeti gösterdiğini, erişkinlikle beraber ibadetlerini severek isteyerek yapabilen insanlar olmaları için, küçük yaşlardan itibaren onlarla ilgilendiğini ve rehberlik ettiğini şu uygulamalardan ve hadislerden anlamaktayız.
Hz. Enes anlatıyor:
"Bana Peygamberimiz'in ilk tavsiyesi şu oldu: “Sana sır olarak verdiğim şeyleri kimseye açıklama. Güvenilir bir kişi ol!” Bundan dolayı annem ve hanımlarım benden Peygamberimiz'e ait gizli konuları sorduklarında kesinlikle bir şey söylemezdim. Peygamberimiz'in bana diğer tavsiyeleri şöyle idi:
Oğulcuğum abdestini tam ve güzelce al ki, ömrün uzun olsun. Koruyucu melekler de seni sevsin ve korusun.
Enes! Gusül abdesti alırken güzelce yıkan. Saç diplerini iyice ıslat ve tenini de güzelce temizleyerek yıka. Şayet böyle yaparsan, yıkandığın yerden ayrılırken günah ve hatalardan da arınmış olarak çıkarsın.
Oğulcuğum, elinden geldikçe abdestli ol. Çünkü kim abdestli olarak ölürse ona şehitlik sevabı verilir.
Enes! Namaz kılarken, rükûya gidince ellerinle dizlerini sıkıca tut. Parmaklarını birbirinden ayır. Dirseklerini yanlarına yapıştırma. Oğulcuğum, rükûdan kalkınca her uzvun tam olarak yerine gelsin. Çünkü Allah, kıyamet gününde rükû ile secde arasında belini doğrultmayana merhamet etmeyecektir. Oğulcuğum secde edince de alnını ve ellerini yere tam olarak koy. Horozun yeri gagalaması gibi sen de secdeden çabuk kalkma. Secdede kollarını yere serme. Namazda sağa sola bakmaktan sakın.
Oğulcuğum, namazını devamlı kılmaya özen göster... Eğer buna özen gösterirsen, melekler de senin için rahmet dileğinde bulunurlar. Müslümanların büyüklerine hürmet, küçüklerine de sevgi göster..." 3
Hz. Hasan da Peygamberimiz'in kendisine şu tavsiyede bulunduğunu haber vermektedir:
"Hasan! Beş vakit namazını aksatmadan kıl. Sana şüpheli gelen her şeyi terk et. İçinde şüphe uyandırmayan şeye yönel. Çünkü doğruluk insanın gönlüne huzur verir. Yalan ise huzursuzluk uyandırır." 4
"Yedi yaşına geldiklerinde çocuklarınıza namazı öğretin..." 5
Hz. Peygamber döneminde çocukların oruç ibadetiyle de küçük yaşlardan itibaren tanıştıklarını ve alıştırıldıklarını görmekteyiz. Oruç tutmaya heveslenen ve buna güç yetirebilecek durumda olan çocukların, bu ibadete teşvik edildikleri, hatta iftar saatine doğru eğlenmeleri için çeşitli eğlencelerin tertip edildiği, böylece bu saatlerde artan açlığa tahammül etmelerini sağlama hedefinin gözetildiği dikkat çekmektedir. Namaz, oruç ve hacc gibi ibadetlerin yanı sıra, çocukların dua vasıtasıyla Allah'a yönelmelerinin hedeflendiğini de görmekteyiz.
Kur'ân-ı Kerim Öğretimi
Kur'ân-ı Kerim okumanın ibadet oluşu, okuyanın övülmesi ve ibadet esnasında okunması hususunda; hem Kur'ân-ı Kerim'de hem hadis kaynaklarında hem de diğer kaynaklarda oldukça geniş bilgi verilmektedir.
Şüphesiz insanların İslam dininin en temel kaynağı olan Kur'ân-ı Kerim'den istifade edebilmeleri için, onu çokça okumaları ve anlamaları gerekmektedir. Dolayısıyla yetişkiniyle genciyle herkesin Kur'ân-ı Kerim'i okuması için, Hz. Peygamber büyük gayretler göstermiştir. Tabi ki çocukların Kur'ân'ın bilgisinden ve feyzinden uzak kalmamaları için de mümkün olan her çareye başvurulmuştur.
Temel Alışkanlıkları Kazandırma
Yaşadığımız şu dünya hayatında insanın hayatını sürdürebilmesi için, bilgili ve erdemli olmasının yanında birtakım becerilerle de donatılması gerekmektedir. Bu beceriler, insanın fizyolojik ihtiyaçlarını karşılamasının yanında, görgü kurallarını bilip gereğini yerine getirmesi durumunda, psiko-sosyal ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir zemin de hazırlayabilir. Bu cümleden olarak, çocuğa temel alışkanlıklar kazandırmaktan; çocuğun uyku, yemek, giyim-kuşam, tertip düzen, temizlik, görgü kuralları vb. konularda gerekli beceriye sahip olması anlaşılabilir. Çocukların iman, ibadet vb. eğitimleri üzerinde duran Hz. Peygamber, onların temel alışkanlıkları kazanmaları üzerinde de durmakta ve rehberlik etmektedir.
Beslenme insan hayatının bir parçası olmakla beraber, sağlık ve görgü kurallarıyla da yakından ilgilidir. Bu konuda Hz. Peygamber'in birçok tavsiye ve uygulamalarının olduğunu görmekteyiz. Bunlardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz: yemeğe başlamadan önce ve yedikten sonra ellerin yıkanması, besmele ile başlayıp, dua ile bitirilmesi, sağ elle, önünden ve tabağın kıyısından alınması, ellerin sağa sola dayanmaması, yüzükoyun yatarken yenilmemesi, suyun üç solukta içilmesi, sofraya konan yemek hoşa gitmese dahi tenkit edilmemesi, ekmeğin küçük parçalara bölünmesi, kırıntı döküntü şeklinde yemeğin atılıp israf edilmemesi, soğan ve sarımsak gibi koku yapan gıdaların çiğ olarak yenilip etrafın rahatsız edilmemesi, su ve yemek kaplarının içine üflenmemesi, yemeğin çok sıcak yenilmemesi.
Çocuklara kazandırılacak diğer bir alışkanlık ise düzenli uykudur. Hz. Peygamber'in; gerektiğinde çocukların gündüz uykularını almaları, akşam yatarken, sabah kalkınca ağız ve diş temizliklerinin yapılması gibi konular üzerinde durduğunu ilgili hadislerden anlamaktayız.
Çocukların bu temel alışkanlıkları edinmeleri yanı sıra, günlük işlerde bazı görevler verilerek onların hayata hazırlanmalarının da hedeflendiğini görmekteyiz. Hz. Enes'in bildirdiğine göre Hz. Peygamber çocuklara ayakkabıları düzeltmek, abdest için su ve leğen hazırlamak, misafirlere içecek dağıtmak, mektup taşımak gibi görevler vermiştir. Bu görevlerle çocukların sosyal hayatta yerlerini almaları, bilgi ve beceri kazanmaları sağlanmaktadır.
Temel Gelişimlerini Dikkate Alma
Hz. Peygamber'in çocuk eğitiminde dikkate aldığı diğer bir husus da, onların temel gelişimlerinin sağlanmasıdır. Çocukların temel gelişimlerinden; dil, beden, sosyal, duygusal, zihinsel vb. gelişimler anlaşılabilir. Çocuğun bu gelişim alanlarında gerekli olgunluğa erişmesi, onun ilerideki hayatında başarılı olmasını da beraberinde getirecektir. Dolayısıyla Hz. Peygamber, çocukların eğitimleriyle ilgili uygulamalarında, söz konusu gelişimlerin tamamlanması yönünde hareket etmiştir diyebiliriz.
Hz. Peygamber'in yetiştiği toplumda, çocukların ve büyüklerin, dili düzgün konuşmalarına büyük önem verildiğini biliyoruz. Yine çocukların sosyal ve duygusal yönden gelişimlerini tamamlamaları ve kendilerine güveni olan şahsiyetli bir kişiliğe sahip olmaları için, gerekli hassasiyetin gösterildiğini görmekteyiz. Hz. Peygamber'in, çocuklara yaptığı ikramlarıyla, onlarla konuşma şekliyle, selamlaşmasıyla, topluluk içerisinde söz hakkı tanımasıyla, aralarında adaletli davranmayı tavsiye etmesiyle, biatlarını kabul etmesiyle, yerine göre bir yetişkin gibi onları muhatap almasıyla, bu konuda hassas davrandığını anlamaktayız.
Çocuğun bu ruhsal ve sosyal gelişimlerinin hedeflenmesinin yanı sıra, bedensel gelişimini sağlayacak tavsiyelerin de, hadislerde yer aldığını söyleyebiliriz. Hz. Hasan'ın yedi ve Hz. Hüseyin'in altı yaşlarında iken Hz. Peygamber'in huzurunda ok atma müsabakası yaptıklarını, başka bir seferinde güreştiklerini, yine Hz. Peygamber'in yüzmeyi teşvik ettiğini, çocuklara biniciliğin de öğretilmesini ve yapılan müsabakalara götürülmelerini tavsiye ettiğini hadislerde görmekteyiz. Bütün bunlardan, sünnette çocukların oyunla iç içe olmaları gerektiğini, bedenî gelişimleri yanında, sosyal, duygusal, zihinsel vb. gelişimlerine katkı sağlamasının mümkün olabileceğini anlamaktayız.